Ritim İstanbul A5 Blok No:46, D:112, 34846 Maltepe/İstanbul

Ana Sayfa Blog Sayfa 2

Web sitelerinde cacheleme: Ne zaman ve neden kullanılmalı?

0

Cacheleme, internet sitelerinin performansını artırmak ve sunucu yükünü azaltmak için vazgeçilmez bir tekniktir. Peki, cacheleme tam olarak nedir? Kısaca, web sayfaları, resimler, scriptler gibi içeriklerin kullanıcının tarayıcısı ya da sunucu tarafında geçici olarak saklanması işlemidir. Bu işlem sayesinde, tekrar eden ziyaretlerde içerik doğrudan cache’den yüklenir ve bu da sayfa yükleme süresini önemli ölçüde azaltır. Ancak, her senaryoda cacheleme yapmak her zaman faydalı mıdır? İşte bu sorunun cevabı, web sitenizin statik mi yoksa dinamik mi olduğuna bağlı olarak değişir.

Cache nedir ve nasıl çalışır?

Cache (önbellek), verilerin geçici olarak saklandığı bir hafıza türüdür. Genellikle hızlı erişim için kullanılır ve bilgisayarlar, sunucular, web tarayıcıları ve uygulamalarda geniş bir kullanım alanına sahiptir. Cache, daha yavaş bir depolama ortamından alınan verilerin hızlı erişilebilen bir ortamda tutulmasıyla, tekrar tekrar aynı verilere erişim gerektiğinde performansı artırır.

Cache, temel olarak üç ana yerde kullanılır:

  1. Donanım/İşlemci Cache’i: İşlemci (CPU) ve diğer sistem bileşenleri arasındaki hız farkını dengelemek için kullanılır. İşlemci, verileri önce cache’den kontrol eder; eğer gerekli veri buradaysa (cache hit), çok daha hızlı erişim sağlanır. Eğer veri cache’de değilse (cache miss), daha yavaş olan ana hafızadan (RAM) veya depolama aygıtlarından (HDD, SSD) veri alınır.
  2. Yazılım/Web Cache’i: Web sayfaları, resimler, videolar ve diğer internet içerikleri, web tarayıcısı veya sunucu tarafından cache’lenir. Bu, internet üzerinden aynı verilerin tekrar tekrar indirilmesinin önüne geçerek, bant genişliği kullanımını azaltır ve sayfa yükleme sürelerini iyileştirir.
  3. Disk Cache’i: Sabit diskler ve solid-state diskler (SSD) de dahil olmak üzere depolama aygıtları, sık kullanılan verileri küçük, hızlı bir hafıza biriminde saklar. Bu, diskin mekanik bölümlerinin (örneğin, okuma/yazma kafası) daha az hareket etmesini ve verilere daha hızlı erişilmesini sağlar.

Cache’in Çalışma Prensibi:
Cache sistemi genellikle iki temel prensip üzerine kurulur: Mevcutlığın yakınlığı ve veri erişim desenleri.

  1. Mevcutlığın Yakınlığı (Locality of Reference):
  • Zamansal Yakınlık (Temporal Locality): Bir veriye bir kez erişildiğinde, yakın bir zamanda tekrar erişileceği olasılığı yüksektir.
  • Mekansal Yakınlık (Spatial Locality): Bir veriye erişildiğinde, o verinin yakın konumdaki verilere de erişileceği olasılığı yüksektir.
  1. Veri Erişim Desenleri:
  • Öngörülebilirlik: Sistem, hangi verinin sıklıkla veya yakın gelecekte isteneceğini öğrenir ve bu verileri cache’de tutar.
  • Asalaklık (Piggybacking): Veri, bir istek sırasında alındığında, ilişkili diğer veriler de önbelleğe alınabilir.

Cache Yönetimi:
Cache yönetimi, hangi verilerin cache’de saklanacağını ve cache’deki yerlerini yenileriyle değiştirme zamanını belirlemek için çeşitli algoritmalar kullanır. En yaygın cache değiştirme algoritmaları arasında LRU (Least Recently Used), FIFO (First In, First Out) ve LFU (Least Frequently Used) bulunur.

İyi bir cacheleme stratejisi, veriye erişim sürelerini önemli ölçüde kısaltabilir ve sistem performansını artırabilir. Bununla birlikte, dinamik içeriğin ve kullanıcıya özgü verilerin doğru bir şekilde yönetilmesi gerekir ki güncel olmayan veriler kullanıcıya sunulmasın. Bu, özellikle dinamik web sitelerinde, güncel içeriğin sunulmasında kritik öneme sahiptir.

Statik ve Dinamik Siteler Arasındaki Fark

Statik siteler, sabit içerikli sayfalardan oluşur ve bu sayfalar her kullanıcı için aynıdır. HTML, CSS ve JavaScript gibi dosyaların sunucudan alınıp kullanıcının tarayıcısında görüntülendiği sitelerdir. Öte yandan, dinamik siteler, kullanıcıdan gelen isteklere göre içeriği değiştirebilen, veritabanı işlemleri ile etkileşimde bulunan ve içerik yönetim sistemi (CMS) kullanılan web siteleridir.

Statik Sitelerde Cacheleme

Statik sitelerde cacheleme yapmak genellikle daha basittir. Dosyalar değişmediği sürece tarayıcıda veya sunucu tarafında uzun süreli cacheleme yapılabilir. İdeal cacheleme senaryoları:

  1. CSS ve JavaScript Dosyaları: Tarayıcı cachelemesi, bu tür dosyaların tekrar eden ziyaretlerde hızlı yüklenmesini sağlar.
  2. Görseller ve Multimedya: Resimler, videolar ve diğer multimedya dosyaları yüksek boyutlara sahip olabileceğinden, bunların cache’lenmesi veri kullanımını ve yükleme süresini azaltır.
  3. CDN Kullanımı: İçeriğin coğrafi olarak dağıtılmış sunucularda saklanmasını sağlar, böylece içerik kullanıcıya en yakın noktadan servis edilir ve daha hızlı yükleme süresi elde edilir.

Dinamik Sitelerde Cacheleme

Dinamik siteler için cacheleme daha karmaşıktır, çünkü içerik sürekli değişebilir. Ancak, doğru yapılandırıldığında, dinamik sitelerde de cacheleme yapmak sunucu yükünü azaltabilir ve performansı artırabilir. Önemli noktalar:

  1. Veritabanı Cachelemesi: Sık kullanılan sorguların sonuçlarını cacheleyerek veritabanı yükünü azaltır.
  2. Sayfa Önbelleğe Alma: Dinamik içeriğin oluşturulduğu bir sayfanın belli bir süre için statik bir kopyasını saklayarak, her ziyarette sayfanın tekrar oluşturulmasını önler.
  3. Nesne Cachelemesi: Veritabanı nesneleri, API çağrıları veya hesaplama yoğun işlemler sonucu elde edilen veriler, tekrar kullanımlar için cache’lenebilir.

İçerik Stratejisi

Cachelemenin başarısı, doğru içerik stratejisi ile doğru orantılıdır. Güncellenme sıklığına, kullanıcı etkileşimine ve içeriğin doğasına göre cache süreleri ayarlanmalıdır. Örneğin, sık güncellenen bir haber sitesinde sayfa cache süresi kısa tutulurken, nadiren güncellenen bir blog sayfasında daha uzun süreli cache

Web otomasyonunun temelleri: Selenium ile driver.get kullanımı

0

Web geliştiriciler ve QA mühendisleri için otomasyon, modern internetin karmaşık ekosisteminde navigasyonu basitleştiren bir kurtarıcıdır. Selenium WebDriver, bu alanda öne çıkan araçlardan biridir ve Python dilinde kullanımı hem kolay hem de etkilidir. Bu blogda, Selenium WebDriver’ın temel fonksiyonlarından biri olan driver.get metodu ile nasıl bir web sayfasına gidileceğini keşfedeceğiz.

Selenium WebDriver Nedir?

Selenium WebDriver, web uygulamaları için bir otomasyon çerçevesidir. Tarayıcılar arası testleri kolaylaştırarak, gerçek kullanıcı etkileşimlerini taklit etmek için bir API seti sunar. WebDriver, farklı web tarayıcıları için özelleştirilmiş sürücülerle çalışır ve bu sürücüler aracılığıyla tarayıcıları kontrol edebilir.

Örnek Kullanım Alanları

Selenium ve driver.get metodu, birçok farklı senaryoda kullanılabilir. İşte bazı yaygın uygulamalar:

Web Test Otomasyonu

Selenium, web uygulamalarının fonksiyonel testlerini otomatikleştirmek için yaygın bir araçtır. driver.get metodunu kullanarak test otomasyonu senaryoları başlatılır ve belirli bir web sayfasını açar. Testler sırasında çeşitli kullanıcı etkileşimleri simüle edilerek uygulamanın beklenen şekilde çalıştığı doğrulanır.

Veri Çekme (Web Scraping)

Web sitelerinden veri çekmek veya “scraping” yapmak için de Selenium kullanılır. driver.get ile hedeflenen sayfaya gidilir ve ardından sayfanın DOM yapısı üzerinden gerekli bilgiler çekilir.

Otomatik Form Gönderimi

Selenium, kullanıcı girişi gerektiren formların otomatik doldurulması ve gönderilmesi için kullanılabilir. driver.get ile formun bulunduğu sayfaya gidilir ve ardından Selenium metotlarıyla form doldurulup gönderilir.

Tarayıcı Davranış Testleri

Web sitelerinin farklı tarayıcılar ve cihazlar üzerinde nasıl göründüğünü ve davrandığını test etmek için Selenium’dan yararlanılır. driver.get ile site açılır ve çeşitli senaryolar tarayıcılar arasında test edilir.

Otomatik Ekran Görüntüsü Alma

Bir web sayfasının nasıl göründüğünü belgelemek veya bir hata durumunda ekran görüntüsü almak için driver.get metodu ile sayfaya gidilip, Selenium’un ekran görüntüsü alma özellikleri kullanılabilir.

Hız Testleri

Bir web sayfasının yükleme hızını ve performansını ölçmek için driver.get ile sayfaya gidilir ve yükleme sürelerini ölçmek üzere zamanlayıcılar kullanılır.

Sayfa Yönlendirmelerini Kontrol Etme

Web sayfalarının yönlendirme işlemlerinin doğru çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için driver.get kullanılır. Örneğin, bir kullanıcının giriş yaptıktan sonra doğru sayfaya yönlendirilip yönlendirilmediği test edilebilir.

Dinamik İçerik Testleri

JavaScript ile yüklenen dinamik içeriğin doğru şekilde çalıştığını test etmek için driver.get ile sayfaya gidilir ve içeriğin yüklenip yüklenmediği, beklendiği gibi çalışıp çalışmadığı kontrol edilir.

Çapraz Tarayıcı Testleri

driver.get kullanılarak, farklı tarayıcı sürümleri üzerinde bir web sayfasının nasıl yüklendiği ve çalıştığı test edilebilir, bu da geliştiricilere uygulamanın tarayıcılar arası uyumluluğu hakkında bilgi verir.

Sürekli Entegrasyon ve Teslimat (CI/CD) Süreçleri

Otomatik test senaryoları, bir CI/CD boru hattına entegre edilerek, yeni kod değişikliklerinin mevcut özelliklere olumsuz bir etki yapmadan önce doğrulamasını sağlamak için kullanılır. driver.get ile başlayan testler, kodun üretime taşınmadan önce kalitesini garanti eder.

Selenium ve driver.get metodunun bu geniş yelpazesi, neden web otomasyonu ve test otomasyonu alanında bu kadar popüler ve güçlü bir araç olduğunu göstermektedir.

Kurulum

Selenium WebDriver kullanabilmek için öncelikle Python ve pip’in bilgisayarınıza kurulu olması gerekir. Daha sonra Selenium kütüphanesini aşağıdaki pip komutu ile kurabilirsiniz:

pip install selenium

Tarayıcı sürücülerini (örneğin, chromedriver ya da geckodriver) da indirip, PATH içine eklemeniz gerekecektir.

driver.get Kullanımı

driver.get metodu, tarayıcıya belirli bir URL’ye gitmesini söyler. İşte temel bir kullanım örneği:

from selenium import webdriver

# WebDriver örneği oluşturun (bu örnekte Chrome kullanıyoruz)
driver = webdriver.Chrome()

# URL'ye git
driver.get('https://www.example.com')

# İşlemler burada yapılır...

# Tarayıcıyı kapat
driver.close()

Sayfa Yüklenmesini Beklemek

Modern web sayfaları genellikle JavaScript kullanarak dinamik içerik yükler. driver.get çağrısından sonra hemen içerikle etkileşime girmeye çalışırsanız, istediğiniz elementler henüz yüklenmemiş olabilir. Bu durumda, Selenium’un bekleme stratejilerinden birini kullanabilirsiniz:

from selenium import webdriver
from selenium.webdriver.common.by import By
from selenium.webdriver.support.ui import WebDriverWait
from selenium.webdriver.support import expected_conditions as EC

driver = webdriver.Chrome()
driver.get('https://www.example.com')

try:
    # Belirli bir elementin yüklenmesini bekleyin
    element = WebDriverWait(driver, 10).until(
        EC.presence_of_element_located((By.ID, "myElement"))
    )
finally:
    driver.quit()

Bu kod parçası, ID’si myElement olan bir elemanın sayfada bulunmasını 10 saniye boyunca bekler.

Sonuç

Selenium WebDriver’ın driver.get metodu, otomasyon senaryolarınızın temel taşlarından biridir. Bu metod, test etmek veya veri çekmek istediğiniz web sayfalarına erişim sağlar. Ancak, web sayfalarının yükleme sürelerini ve dinamik içeriklerini dikkate alarak uygun bekleme mekanizmalarını kullanmak, otomasyon sürecinin başarısını büyük ölçüde artırabilir.

Web otomasyonunun gücünü keşfetmek, verimliliği artırmak ve tekrarlanan görevleri otomatikleştirmek için Selenium mükemmel bir başlangıç noktasıdır. Başarılarınızda sınırları zorlayın!

Geliştirme sırasında bir tasarım yaklaşımı: Mobil öncelikli CSS (Mobile first CSS)

Tıpkı bir sanat eseri gibi, iyi bir web tasarımı da izleyiciyi nerede olduğuna bakmaksızın büyüleyebilir. Büyük ressamların tuvalinin köşesinden başlayıp eserlerini kademeli olarak genişletmeleri gibi, “mobile first” yaklaşımı da dijital dünyanın minik tuvali olan mobil ekranlardan başlar. Bu yaklaşım, kullanıcıların artık sanat galerilerindeki tablolara değil, avuç içlerindeki ekranlara bakarak günlerini geçirdiği gerçeğine bir saygı duruşudur. “Mobile first” CSS ise bu sanat eserinin ilk fırça darbesidir; renkleri, dokuları ve hatları özenle seçilmiş ve küçük bir ekranı aydınlatmak üzere oraya yerleştirilmiştir. Bu metodolojiyle geliştiriciler, avuç içlerinden sonsuz dijital manzaralara uzanan bir köprü kurarlar, her bir medya sorgusu, izleyicileri bir sonraki sanat eserinin daha büyük ve daha etkileyici odasına adım atmaya davet eden kapılardır.

Websiteniz için bir mobil uygulama geliştirmek oldukça zahmetli ve maliyetli olabilir. Bununla birlikte, web için geliştirilen internet sitenizi mobil uyumlu hale getirmek için mobile özel CSS yazılır. @media (min-width: 768px) olarak başlayan bu kod satırları, mobil telefonların ekran genişliğine ve yüksekliğine uygun olarak yazılır. Bunun nedeni aslında basittir, masaüstü veya dizüstü bir bilgisayarda dikey olarak değil, yatay olarak geniş bir ekran kullanırız. Halbuki telefonlarda dikey olarak yüksek ve genişlik olarak daha kısa bir ekran kullanırız. Yani akıllı telefonlardaki ekran oranı ile masaüstü veya dizüstü bilgisayardaki ekran oranı birbirinden farklıdır. Bu nedenle kullanıcı deneyimini bu cihaz farklılıklarını dikkate alarak iyileştirmek durumundayız.

CSS ile ilgili paylaştığı eğitim içerikleri ile tanınan Kevin Powell isimli bir Youtube yayıncısı, bu videoda “Duyarlı CSS kodlarınızı yanlış bir şekilde mi yazıyorsunuz” sorusunu sorguluyor.

Mobile first CSS nedir?

“Mobile first” CSS, web tasarımında kullanılan bir yaklaşımı ifade eder. Bu yaklaşım, tasarımcıların ve geliştiricilerin bir web sitesini önce mobil cihazlar için tasarlamalarını ve kodlamalarını, ardından da bu tasarımı tablet, dizüstü bilgisayarlar ve masaüstü bilgisayarlar gibi daha büyük ekranlara uyarlamalarını önerir. Temel fikir, internet kullanımının giderek daha fazla mobil cihazlar üzerinden gerçekleştiği ve bu nedenle kullanıcı deneyiminin mobil kullanıcılar için optimize edilmesi gerektiği düşüncesidir.

CSS (Cascading Style Sheets), web sayfalarının görsel ve tipografik öğelerini nasıl görüntüleyeceğini tarayıcıya söylemek için kullanılır. “Mobile first” yaklaşımında CSS, öncelikle en küçük cihazlar için stil tanımlarıyla başlar. Ardından, medya sorguları (media queries) kullanılarak daha büyük ekran boyutları için ek stiller tanımlanır. Bu, “progressive enhancement” (kademeli geliştirme) prensibine dayanır; yani temel bir kullanıcı deneyimi sağlamak için en küçük ve en az özellikli cihazlarla başlar ve cihaz özellikleri geliştikçe kullanıcı deneyimi de geliştirilir.

Neden mobil öncelikle CSS?

“Mobile first” CSS yaklaşımının ortaya çıkışı, internet kullanım alışkanlıklarındaki köklü değişimlerden kaynaklanmaktadır. İşte bu yaklaşımın yaygınlaşmasının arkasındaki temel nedenler:

  1. Mobil Cihazların Yükselişi: İnternet kullanıcılarının büyük bir kısmı artık masaüstü bilgisayarlardan ziyade akıllı telefonlar ve tabletler gibi mobil cihazları tercih ediyor. Bu değişim, tasarımcıların ve geliştiricilerin önceliklerini mobil deneyime doğru kaydırmalarını gerektirdi.
  2. Kullanıcı Deneyimine Odaklanma: Mobil cihazların küçük ekranları ve dokunmatik kullanıcı arayüzleri, masaüstü cihazlardan farklı bir kullanıcı deneyimi sunar. Bu, web sitelerinin mobil cihazlarda da kullanışlı ve erişilebilir olmasını sağlamak için tasarımların mobil cihazlar öncelikli olması ihtiyacını doğurdu.
  3. Performans ve Erişilebilirlik: Mobil cihazlar genellikle daha az işlem gücüne ve bazen de sınırlı veri planlarına sahiptir. Bu durum, web tasarımcılarını ve geliştiricilerini, daha hızlı yüklenen ve daha az veri kullanan siteler yaratma yönünde teşvik etti.
  4. SEO Avantajları: Arama motorları, özellikle Google, mobil dostu web sitelerini daha yüksek sıralarda listelemeye başladı. Bu durum, “mobile first” tasarımın sadece kullanıcı dostu değil, aynı zamanda arama motorları için de optimize edilmiş olduğu anlamına gelir.
  5. Kademeli Geliştirme Felsefesi: “Mobile first” yaklaşımı, temel işlevsellik ve içerikle başlayıp, cihaz özelliklerine göre ek özelliklerin ve tasarım unsurlarının eklenmesi fikrine dayanır. Bu, her kullanıcının cihazına bağlı olarak en iyi deneyimi yaşamasını sağlamak için tasarlanmış bir stratejidir.
  6. Maliyet Etkinliği: Mobil öncelikli tasarım, daha verimli kodlama anlamına gelir ve genellikle geliştirme sürecinin başında karşılaşılan problemleri çözmek, projenin ilerleyen aşamalarında düzeltmekten daha az maliyetlidir.

Bu faktörlerin birleşimi, “mobile first” tasarım ve geliştirmenin sadece bir trend olmaktan çıkıp, modern web geliştirmenin bir standardı haline gelmesine yol açmıştır.

Örnek

Basit bir “mobile first” CSS örneği verecek olursak:

/* Temel mobil stil tanımlamaları */
body {
  font-family: 'Helvetica', sans-serif;
  font-size: 14px;
  line-height: 1.6;
  color: #333;
}

/* tablet ve üzeri cihazlar için medya sorgusu */
@media (min-width: 768px) {
  body {
    font-size: 16px; /* tablet ve daha büyük cihazlar için font boyutunu büyüt */
  }
}

/* dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar için medya sorgusu */
@media (min-width: 1024px) {
  body {
    font-size: 18px; /* dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar için font boyutunu daha da büyüt */
  }
}

Bu örnekte, CSS önce tüm cihazlar için temel bir font boyutu belirler. Daha sonra medya sorguları aracılığıyla ekranın genişliğine bağlı olarak tablet ve masaüstü cihazlar için font boyutunu artırır. Bu şekilde, tasarım mobil cihazlardan başlayarak daha büyük cihazlara doğru “genişletilir”.

JavaScript Kütüphanelerine Giriş: 1. Ders

Hedef Kitle: Bu ders, JavaScript diline aşina olan ve web geliştirmede daha ileri seviye teknikleri öğrenmek isteyen kişiler içindir.

Ön Koşullar:

  • Temel JavaScript bilgisi
  • HTML ve CSS bilgisi
  • Web tarayıcısında geliştirme araçlarını kullanma bilgisi

Giriş

Web geliştirme dünyası, teknolojik ilerlemeler ve yeni kullanıcı talepleriyle birlikte sürekli bir değişim ve evrim içindedir. Bu sürekli değişen manzara içerisinde, JavaScript kütüphaneleri de kendini sürekli güncelleyerek bu evrime ayak uydurmaya çalışmaktadır. Bu dersin amacı, bu hızla değişen dünyada popüler olan JavaScript kütüphanelerine dair bir temel oluşturmak ve bu kütüphaneleri nasıl kullanacağınız konusunda sizi bilgilendirmektir.

JavaScript, web geliştirmede temel bir rol oynar. İnteraktif web siteleri ve uygulamalar oluşturmanın arkasında yatan ana dil olarak karşımıza çıkar. Ancak, JavaScript’in kendisiyle baş başa kaldığınızda, belirli işlevselliği sağlamak için tekrar tekrar yazılması gereken bazı kod parçacıklarıyla karşılaşabilirsiniz. İşte tam bu noktada JavaScript kütüphaneleri devreye giriyor. Bu kütüphaneler, geliştiricilere sıkça ihtiyaç duyulan işlevleri hızlı ve kolay bir şekilde entegre etme olanağı sunar. Ancak bu kütüphaneleri tam anlamıyla kavramadan önce, onların neden bu kadar önemli olduğunu ve nasıl yaklaşılması gerektiğini anlamamız gerekir.

JavaScript kütüphanelerinin arkasındaki temel motivasyon, kod yazım sürecini daha verimli ve yönetilebilir kılmaktır. Geliştiricilere, aynı işlevselliği tekrar tekrar kodlamak zorunda kalmadan, daha hızlı ve hatasız sonuçlara ulaşma olanağı sunarlar. Bu, “DRY (Don’t Repeat Yourself)” yani “Kendini Tekrarlama” prensibinin bir yansımasıdır. Bu prensip, kodun tekrarını azaltarak daha temiz, okunabilir ve sürdürülebilir hale getirilmesi gerektiğini vurgular. Bu yaklaşım, hem geliştirme sürecini hızlandırır, hem de potansiyel hataların ve sorunların önüne geçilmesine yardımcı olur.

Neden JavaScript?

JavaScript, özellikle web geliştirme dünyasında eşsiz bir konumda bulunmaktadır. Bu konum, JavaScript’in popülerliğini ve kütüphanelerinin yaygın kullanımını doğrudan etkilemektedir. Ancak, JavaScript dışında birçok programlama dili de kendi kütüphanelerine ve çerçevelerine sahiptir. Peki, neden JavaScript bu kadar öne çıkar ve diğer dillerin kütüphaneleri bu kadar yaygın mıdır? İşte bu sorunun cevabı:

  1. Tarayıcıların Dili: JavaScript, web tarayıcılarında çalıştırılmak üzere tasarlanmış tek programlama dilidir. Bu nedenle, web uygulamalarında interaktiflik ve dinamizm sağlamak için neredeyse kaçınılmazdır. Diğer dillerin tarayıcılarda doğrudan çalıştırılamaması, JavaScript’e ve onun kütüphanelerine eşsiz bir avantaj sağlar.
  2. Evrensel Uyumluluk: JavaScript, hemen hemen tüm modern web tarayıcıları tarafından desteklenir. Bu, geliştiricilerin çok geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmasını sağlar.
  3. Node.js ve Sunucu Tarafı: JavaScript, sadece istemci tarafı (tarayıcı) için değil, sunucu tarafında da çalışabilir. Node.js’in ortaya çıkışıyla, JavaScript sunucu tarafında da kullanılmaya başlandı. Bu, aynı dili hem ön yüzde hem de arka yüzde kullanma imkanı sağladı.
  4. Zengin Ekosistem: NPM (Node Package Manager) gibi paket yöneticileri sayesinde, JavaScript için binlerce kütüphane ve modül kolayca erişilebilir ve projelere dahil edilebilir hale gelmiştir.
  5. Hızlı Gelişim ve Topluluk: JavaScript, sürekli gelişen ve büyüyen aktif bir topluluğa sahiptir. Bu, dilin ve kütüphanelerinin sürekli olarak güncellenmesi, iyileştirilmesi ve genişletilmesi anlamına gelir.

Ancak, diğer programlama dilleri de kendi ekosistemlerine ve kütüphanelerine sahiptir. Örneğin, Python’un Django ve Flask gibi web çerçeveleri, Ruby’nin Ruby on Rails çerçevesi, Java’nın Spring çerçevesi ve PHP’nin Laravel ve Symfony gibi çerçeveleri bulunmaktadır. Bu kütüphaneler ve çerçeveler, kendi alanlarında oldukça popülerdir ve yaygın olarak kullanılmaktadır.

Sonuç olarak, JavaScript özellikle web tarayıcıları için eşsiz bir konumda olsa da, diğer programlama dilleri de kendi alanlarında kütüphaneler ve çerçeveler aracılığıyla değerli katkılarda bulunmaktadır.

JavaScript kütüphanesi nedir?

JavaScript kütüphanesi, belirli işlevleri ve özellikleri kolaylaştırmak ve optimize etmek amacıyla oluşturulmuş, tekrar tekrar kullanılabilir JavaScript kodlarının bir koleksiyonudur. Bu kütüphaneler, geliştiricilere daha hızlı, verimli ve tutarlı bir şekilde yazılım geliştirmeleri için gerekli araçları ve yapıları sağlar.

Kütüphanelerin temel avantajlarından biri, geliştiricinin sıkça karşılaştığı sorunları çözmek için hazır kod parçacıkları sunmasıdır. Bu sayede, geliştiricilerin tekerleği yeniden icat etmelerine gerek kalmaz; zaten var olan ve topluluk tarafından test edilmiş bir çözümü kullanabilirler. Ayrıca, kütüphaneler genellikle bir dizi best practice’i (en iyi uygulamaları) takip eder, bu da kodun daha temiz, optimize edilmiş ve bakımı daha kolay olması anlamına gelir.

Örnek olarak jQuery’yi ele alalım: jQuery, DOM manipülasyonu, olay yönetimi ve animasyonlar gibi web geliştirmede sıkça kullanılan işlevleri basit ve tutarlı bir arayüzle sunar. Bu, tarayıcılar arasındaki farklılıkları gidermek ve JavaScript ile çalışmayı daha keyifli bir hale getirmek için tasarlanmıştır.

Bir diğer örnek olan Lodash, JavaScript’te fonksiyonel programlama teknikleri kullanmayı kolaylaştıran bir yardımcı kütüphanedir. Array, object ve string manipülasyonu için birçok kullanışlı yöntem sunar. Lodash, performansı optimize edilmiş fonksiyonlarla kodunuzun daha hızlı çalışmasına yardımcı olabilir.

Son olarak, bir JavaScript kütüphanesi seçerken veya kullanırken, projenizin ihtiyaçlarına, kütüphanenin topluluk desteğine, dokümantasyonunun kalitesine ve güncellik durumuna dikkat etmek önemlidir. Bu, uzun vadede daha sürdürülebilir ve sorunsuz bir kod tabanı oluşturmanıza yardımcı olacaktır.

JavaScript kütüphanelerinin kullanımına ilişkin popüler örnekler

JavaScript kütüphaneleri, birçok popüler web sitesi ve uygulamasının temelini oluşturur. Bu kütüphaneler, web uygulamalarının performansını, kullanılabilirliğini ve genel kullanıcı deneyimini artırır. İşte JavaScript kütüphanelerinin kullanıldığı bazı popüler uygulama ve web siteleri:

  1. Netflix: Dünyanın en popüler akış servislerinden biri olan Netflix, React gibi JavaScript kütüphanelerini kullanarak hızlı ve duyarlı bir kullanıcı deneyimi sunar.
  2. Instagram: Instagram’ın web sürümü, React JS kütüphanesini kullanarak geliştirilmiştir, bu sayede kullanıcılar hızlı ve akıcı bir deneyim yaşar.
  3. WhatsApp Web: WhatsApp’ın web sürümü de React ile geliştirilmiştir ve bu kütüphane sayesinde gerçek zamanlı mesajlaşma özellikleri sunmaktadır.
  4. Twitter: Twitter’ın ön yüzü, birçok JavaScript kütüphanesi ve çerçevesini kullanarak oluşturulmuştur, bu sayede hızlı ve etkileşimli bir kullanıcı deneyimi sunar.
  5. Airbnb: Airbnb, web sitesinin ve mobil uygulamalarının geliştirilmesi için Lodash gibi JavaScript kütüphanelerini kullanır. Ayrıca, React ile etkileşimli kullanıcı arayüzleri oluştururlar.
  6. Asana: Görev ve proje yönetimi aracı olan Asana, Lunr.js gibi JavaScript kütüphanelerini kullanarak arama özelliklerini optimize eder.
  7. Slack: İletişim aracı Slack, React’ı kullanarak hızlı ve etkileşimli bir kullanıcı deneyimi sağlar.
  8. Medium: Blog platformu Medium, Highlight.js gibi kütüphaneleri kullanarak yazı içindeki kod parçacıklarını vurgulamak için kullanır.
  9. Trello: Proje yönetimi aracı Trello, Backbone.js gibi JavaScript kütüphanelerini kullanarak duyarlı ve etkileşimli arayüzler oluşturur.
  10. Dropbox: Dosya depolama ve paylaşım servisi Dropbox, web uygulamasını geliştirmek için bir dizi JavaScript kütüphanesi kullanır.

Bu örnekler, JavaScript kütüphanelerinin, global olarak tanınmış birçok platformda nasıl kritik bir role sahip olduğunu göstermektedir. Bu kütüphaneler, kullanıcı deneyimini artırmak, performansı optimize etmek ve geliştirme süreçlerini hızlandırmak için kullanılmaktadır.

Ne zaman JavaScript kütüphanesi kullanmalıyız ya da ne zaman kullanmamalıyız?

JavaScript kütüphaneleri, web uygulama geliştirmede birçok avantaj sağlar. Ancak, her teknoloji veya araç gibi, bu kütüphanelerin de avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. İşte JavaScript kütüphanelerinin avantajları ve dezavantajları:

Avantajları

  1. Kod Tekrarını Azaltma (DRY): Kütüphaneler, benzer işlevleri tekrar tekrar yazmaktan kaçınmanızı sağlar. Özellikle yaygın görevler için hazır fonksiyonlar ve yöntemler sunarak kodunuzun daha temiz ve yönetilebilir olmasına yardımcı olur.
  2. Tarayıcı Uyumluluğu: Farklı web tarayıcıları arasındaki tutarsızlıklar, web geliştirmede büyük bir sorun olabilir. JavaScript kütüphaneleri bu uyumsuzlukları gidererek kodunuzun farklı tarayıcılarda tutarlı bir şekilde çalışmasına yardımcı olur.
  3. Hızlı Geliştirme: Önceden hazırlanmış fonksiyonlar ve yöntemler sayesinde, geliştirme sürecini hızlandırır.
  4. Topluluk Desteği: Popüler JavaScript kütüphanelerinin geniş bir kullanıcı ve geliştirici topluluğu vardır. Bu topluluklar, sorunlarla karşılaştığınızda yardımcı olabilir ve kaynaklar sunabilir.
  5. Dokümantasyon ve Öğrenme Kaynakları: Çoğu popüler kütüphane için kapsamlı dokümantasyonlar ve eğitim materyalleri bulunur, bu da öğrenme sürecini kolaylaştırır.

Dezavantajları

  1. Öğrenme Eğrisi: Her ne kadar kütüphaneler bazı işleri kolaylaştırsa da, başlangıçta öğrenilmesi gereken yeni bir konsept ve yapıya sahiptir.
  2. Performans Sorunları: Bazı JavaScript kütüphaneleri büyük ve ağırdır, bu da uygulamanızın yüklenme süresini etkileyebilir.
  3. Bağımlılık: Bir kütüphaneye çok bağımlı hale gelmek, o kütüphanenin gelecekte desteklenmemesi veya güncellenmemesi durumunda sorunlara yol açabilir.
  4. Ekstra Kod: Tüm fonksiyonları kullanmasanız bile, bazen tüm kütüphaneyi eklemeniz gerekebilir. Bu, kullanılmayan kodun da dahil edilmesi anlamına gelir.
  5. Hızlı Değişim: JavaScript dünyası hızla değişiyor. Bu, bir kütüphanenin popülerliğinin kısa süre içinde azalabileceği veya terk edilebileceği anlamına gelir.

JavaScript kütüphanelerinin hem avantajları hem de dezavantajları vardır. Doğru kütüphaneyi seçmek, projenizin gereksinimlerini, ekibinizin beceri setini ve projenizin uzun vadeli sürdürülebilirliğini dikkate alarak yapılmalıdır. Kütüphanenin avantajlarından yararlanırken dezavantajlarının bilincinde olmak, daha bilinçli teknoloji seçimleri yapmanıza yardımcı olacaktır.

JavaScript kütüphanesini nasıl kullanabiliriz?

JavaScript kütüphaneleri kullanırken şu koşulları göz önünde bulundurmalıyız:

  1. Kütüphaneyi Anlama: İlk adım, kütüphanenin ne yaptığını ve hangi problemi çözdüğünü anlamaktır.
  2. Dokümantasyona Göz Atma: Her kütüphanenin, kullanımı ve fonksiyonları hakkında bilgi veren resmi bir dokümantasyonu bulunur.
  3. Basit Başla: Temel fonksiyonları öğrenerek başlayın ve zamanla daha ileri seviye özelliklere geçin.
  4. Topluluk ve Destek: Sorularınızı sormak veya öğrenmek için kütüphanenin topluluğuna katılın.
  5. Öğrenirken Uygula: Bir kütüphaneyi öğrenirken, öğrendiklerinizi pratiğe dökerek pekiştirin.

JavaScript kütüphanesinin kullanımı, seçtiğiniz kütüphaneye bağlı olarak değişebilir. Ancak, genel bir yaklaşım ve adımları aşağıda bulabilirsiniz:

Kütüphaneyi Dahil Etme

Bir JavaScript kütüphanesini kullanmadan önce, projenize eklemeniz gerekir. Bu genellikle ya bir CDN (Content Delivery Network) üzerinden ya da kütüphaneyi doğrudan indirerek yerel dosya olarak projenize dahil edilir.

Örneğin, popüler bir kütüphane olan jQuery’yi dahil etmek için:

<!-- CDN ile jQuery Ekleme -->
<script src="https://code.jquery.com/jquery-3.6.0.min.js"></script>

<!-- Yerel Dosya ile jQuery Ekleme -->
<script src="yol/jquery.min.js"></script>

Dokümantasyonu İnceleme

Her JavaScript kütüphanesinin kullanımı, fonksiyonları ve API’si hakkında bilgi veren bir dokümantasyonu bulunmaktadır. Bu dokümantasyon, kütüphanenin nasıl kullanılacağını öğrenmek için ilk başvurulması gereken kaynaktır.

Basit Bir Örnek İle Başlama

Yeni bir kütüphaneyi öğrenirken, basit bir örnek üzerinden başlamak faydalıdır. Örneğin, jQuery ile DOM üzerinde bir öğeyi seçmek ve onunla etkileşimde bulunmak:

$(document).ready(function(){
    $("button").click(function(){
        $("p").hide();
    });
});

Bu kod, bir butona tıklandığında paragrafı (<p>) gizler.

Kütüphanenin Özelliklerini ve Fonksiyonlarını Kullanma

Bir kütüphaneyi etkili bir şekilde kullanabilmek için sunulan fonksiyonları ve özellikleri bilmek gerekir. Öğrendikçe, daha karmaşık işlevselliği olan projelere geçebilir ve kütüphanenin tüm avantajlarından yararlanabilirsiniz.

Topluluğa Katılma

Birçok popüler JavaScript kütüphanesinin aktif bir topluluğu vardır. Bu topluluklar, forumlar, sosyal medya grupları ve GitHub gibi platformlar üzerinde bulunabilir. Bu topluluklara katılarak sorularınıza cevap bulabilir, öğrendiklerinizi paylaşabilir ve kütüphanenin gelecekteki sürümleri hakkında bilgi edinebilirsiniz.

JavaScript kütüphanesini kullanmak, temel olarak kütüphaneyi projenize dahil etme, dokümantasyonu okuma, basit örneklerle başlama ve toplulukla etkileşimde bulunma adımlarını içerir. Her kütüphanenin kendi özellikleri ve kullanım şekilleri olduğunu unutmamanız önemlidir, bu nedenle spesifik bir kütüphane hakkında bilgi arayışınız varsa, belirttiğiniz kütüphaneye özgü kaynaklara başvurmanız en iyisidir.

Sonuç

Sonuç olarak, bu ders kapsamında JavaScript kütüphanelerinin web geliştirme dünyasındaki kritik önemini ve bu kütüphanelerin sunduğu avantajları keşfettik. Bu kütüphaneler, web uygulamalarının performansını, etkileşimliliğini ve genel kullanıcı deneyimini artırmak için temel araçlardır. Özellikle jQuery gibi öne çıkan kütüphaneler, web geliştirmede karşımıza çıkan birçok karmaşık problemi çözme konusunda bize önemli kolaylıklar sağlar.

Bu dersin yanı sıra, birçok büyük ve popüler platformun, Netflix’ten Instagram’a, Twitter’dan Airbnb’ye kadar, JavaScript kütüphanelerini kullanarak kullanıcılara etkileyici deneyimler sunduğunu gördük. Bu, bu kütüphanelerin sadece teorik değil, aynı zamanda pratikte de ne kadar değerli olduğunu gösteriyor.

İlerleyen derslerde, bu kütüphanelerin daha teknik yönlerine ve kullanım senaryolarına dalacağız. Ayrıca, jQuery’nin yanı sıra React, Lodash ve diğer popüler JavaScript kütüphanelerini daha yakından inceleyerek, bu kütüphanelerin nasıl kullanıldığına, hangi problemleri çözdüğüne ve geliştirme sürecimize nasıl katkıda bulunduğuna dair daha derinlemesine bir bilgi edineceğiz.

Highlight.js ile otomatik kod biçimlendirme ve renklendirme işlemi nasıl yapılır?

Highlight.js, web uygulamalarında kaynak kodunun biçimlendirilip renklendirilmesi için popüler bir JavaScript kütüphanesidir. Bu kütüphane, birçok farklı programlama dilini destekler ve kullanıcıya web sayfalarında kodu daha okunabilir hale getirme olanağı sunar. Bu yazıda, Highlight.js’in temel kullanımını ve kodlarımızı nasıl renklendirip biçimlendireceğimizi göreceğiz.

kod biçimlendirme ve kod renklendirme

Otomatik kod biçimlendirme ve renklendirme neden bu kadar önemli?

Kod yazmak, bir programcı için yalnızca fonksiyonel bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir sanattır. Ancak, kodun estetik ve anlaşılırlığı, genellikle göz ardı edilen bir yönüdür. İşte otomatik kod biçimlendirme ve renklendirmenin önemini vurgulayan bazı sebepler:

  1. Okunabilirlik: Otomatik renklendirme, farklı kod bileşenlerini ayırt etmeyi kolaylaştırır. Fonksiyonlar, değişkenler, anahtar kelimeler vb. farklı renklerle vurgulanarak, gözün hızla ayırt edebilmesine yardımcı olur. Bu, özellikle karmaşık kod yapılarında hızlı bir şekilde oryantasyon sağlar.
  2. Hızlı Hata Tespiti: Renklendirme, özellikle kodun hatalı veya eksik olduğunda dikkat çekici olabilir. Örneğin; bir string’in ya da yorum satırının kapatılmamış olması durumunda bu, renkler sayesinde kolayca fark edilebilir.
  3. Kod Standartlarına Uyumluluk: Otomatik biçimlendirme, kodun belirli bir standartta yazılmasını sağlar. Bu, ekip içinde çalışırken bütünlüğün korunmasına yardımcı olur.
  4. Zaman Tasarrufu: Kodun manuel olarak biçimlendirilmesi zaman alıcı bir işlemdir. Otomatik biçimlendirme, bu süreci hızlandırarak geliştiricinin asıl işlevsellikle ilgilenmesine olanak tanır.
  5. Eğitim ve Öğrenme: Başlangıç seviyesindeki geliştiriciler için renkli ve düzenli kod, öğrenme sürecini destekler. Öğrenciler veya yeni başlayanlar, renklendirilmiş kodun farklı bileşenlerini daha kolay anlayabilirler.
  6. Profesyonellik: Blog yazıları, dokümantasyonlar ya da sunumlar için kod gömme ihtiyacı olduğunda, renklendirilmiş ve düzenli kod, profesyonelliği yansıtır. Okuyucunun dikkatini çeker ve içeriğin daha etkili bir şekilde sunulmasına yardımcı olur.

Sonuç olarak, otomatik kod biçimlendirme ve renklendirmenin avantajları, kodun sadece işlevselliğini değil, aynı zamanda sunumunu ve etkileşimini de optimize eder. Bu nedenle, modern web geliştirme ve programlama pratiklerinde bu tür araçların kullanımı giderek daha yaygın hale gelmektedir. Highlight.js gibi kütüphaneler, bu ihtiyaçları karşılamak için mükemmel çözümler sunar.

Kütüphaneyi Dahil Etme

Öncelikle, Highlight.js kütüphanesini web sayfamıza dahil etmeliyiz. Bunun için aşağıdaki iki satırı HTML dosyanızın <head> bölümüne ekleyin:

<link rel="stylesheet" href="https://cdnjs.cloudflare.com/ajax/libs/highlight.js/10.7.2/styles/vs2015.min.css">
<script src="https://cdnjs.cloudflare.com/ajax/libs/highlight.js/10.7.2/highlight.min.js"></script>

Bu satırlar, Highlight.js’in stil ve işlevsellik dosyalarını projemize ekler.

Kodun Biçimlendirilmesi

Verdiğiniz kod parçası, her bir kod satırının başına satır numarası ekleyen bir işlem gerçekleştiriyor. Bu işlem şu adımlardan oluşuyor:

  1. HTML içindeki <pre> elementi seçilir.
  2. Bu <pre> elementi içindeki tüm <code> elementleri seçilir.
  3. Her bir <code> elementi içerisindeki kod satırlarına sırasıyla numara eklenir.
  4. Numaralandırılmış satırlar, <code> elementine geri yazılır.

Kod Renklendirmesi

Highlight.js’in renklendirme işlevini başlatmak için aşağıdaki satırı kullanıyoruz:

hljs.initHighlightingOnLoad();

Bu fonksiyon, sayfa yüklendiğinde otomatik olarak çalışır ve tüm kod parçalarını renklendirir.

    <!-- Highlight.js kütüphanesi -->
    <link rel="stylesheet" href="https://cdnjs.cloudflare.com/ajax/libs/highlight.js/10.7.2/styles/vs2015.min.css">
    <script src="https://cdnjs.cloudflare.com/ajax/libs/highlight.js/10.7.2/highlight.min.js"></script>
    <script>
        // <pre> elementini seç
var pre = document.querySelector("pre");

// <pre> elementinin içindeki tüm <code> elementlerini seç
var codes = pre.querySelectorAll("code");

// Her bir <code> elementi için
for (var i = 0; i < codes.length; i++) {
  // <code> elementinin içindeki HTML'i al
  var code = codes[i].innerHTML;

  // Yeni satır karakterleri ile böl
  var lines = code.split("\n");

  // Her bir dizeye sayı ekle
  for (var j = 0; j < lines.length; j++) {
    lines[j] = (j + 1) + ". " + lines[j];
  }

  // Dizeleri yeniden birleştir
  code = lines.join("\n");

  // <code> elementinin içeriğini güncelle
  codes[i].innerHTML = code;
}

// Kod renklendirmesini etkinleştir
hljs.initHighlightingOnLoad();

// <pre> elementinin HTML’i olarak ayarla (bu satır döngünün dışında olmalı)
pre.innerHTML = pre.innerHTML;

Bu kod parçası, Highlight.js kütüphanesini kullanarak web sayfasında kod biçimlendirmesi ve renklendirmesi yapmayı hedefliyor. İşte kodun adım adım açıklaması:

  1. Highlight.js Kütüphanesinin Dahil Edilmesi:
    • İlk olarak, Highlight.js kütüphanesine ait stil dosyası (CSS) ve işlevsellik dosyası (JavaScript) web sayfasına dahil ediliyor.
    <link rel="stylesheet" href="https://cdnjs.cloudflare.com/ajax/libs/highlight.js/10.7.2/styles/vs2015.min.css"> <script src="https://cdnjs.cloudflare.com/ajax/libs/highlight.js/10.7.2/highlight.min.js"></script>
  2. Element Seçimi:
    • Sayfadan ilk <pre> elementi seçilir. Bu, genellikle kod bloklarını içermek için kullanılır.
    var pre = document.querySelector("pre");
    • Daha sonra bu <pre> elementi içerisindeki tüm <code> elementleri seçilir. Bu elementler genellikle kod parçalarını içerir.
    var codes = pre.querySelectorAll("code");
  3. Satır Numaralandırması:
    • Her bir <code> elementi için bir döngü başlatılır.
    • İlgili <code> elementinin içerdiği HTML kodu alınır ve her satır yeni satır karakterleri (\n) ile ayrılır.
    • Her bir satıra sırasıyla bir sayı eklenir. Bu, satır numaralandırması için yapılır.
    • Sayılandırılmış satırlar yeniden birleştirilir ve bu bilgi <code> elementine geri yazılır.
  4. Kod Renklendirmesi:
    • Highlight.js’in otomatik kod renklendirme fonksiyonu, sayfa yüklendiğinde çalıştırılır. Böylece kod parçaları renklendirilir.
    hljs.initHighlightingOnLoad();
  5. Elementini Güncelleme:
    • Son olarak, <pre> elementinin içeriği güncellenir. Bu, satır numaralandırmasının düzgün çalışabilmesi için gereklidir.
      javascript pre.innerHTML = pre.innerHTML;

Bu kod parçası, kodun renklendirilmesinin yanı sıra satır numaralandırması gibi ek bir özellik sunar. Bu, özellikle uzun kod bloklarında hangi satırda hangi kodun olduğunu görmeyi kolaylaştırır ve kodun daha okunabilir olmasını sağlar.

Sonuç

Yukarıdaki kodlar sayesinde, web sayfanızda yer alan kod parçaları hem renklendirilmiş hem de satır numaralarıyla biçimlendirilmiş olacaktır. Highlight.js, web geliştiricileri için kaynak kodunun anlaşılırlığını artırmada büyük bir yardımcıdır. Siz de bu kütüphaneyi kullanarak kodlarınızı daha estetik ve okunabilir hale getirebilirsiniz.

TTFB veya ilk sunucu yanıt süresi: SEO bakımından önemi

0

TTFB (Time to First Byte), bir web sunucusunun ilk byte’ı kullanıcının tarayıcısına yanıt olarak ne kadar sürede gönderdiğini ölçen bir metriktir. Basitçe, bir kullanıcının bir web sayfasını ziyaret ettiğinde, tarayıcının sunucudan ilk veri parçasını almasına kadar geçen süreyi temsil eder. Peki, TTFB’nin SEO açısından önemi nedir? Bu yazıda, bu konuda bilmeniz gerekenleri öğreneceksiniz.

kullanıcı, bir websitesinin içeriklerini çağırıyor

Sayfa Yükleme Hızı ve Kullanıcı Deneyimi

Google, sayfa yükleme süresinin kullanıcı deneyimi üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu kabul eder. Daha hızlı yüklenen sayfalar, kullanıcıların daha hızlı bilgilere erişmesini sağlar. Bu, kullanıcının web sitenizde daha fazla zaman geçirmesi ve daha fazla sayfa ziyaret etmesi anlamına gelir. TTFB, sayfa yükleme süresinin önemli bir parçasıdır ve bu nedenle kullanıcı deneyimi üzerinde doğrudan bir etkisi vardır.

TTFB’yi etkileyen bazı faktörler şunlardır:

  • Ağ hızı: Bir veri paketinin göndericiden alıcıya kadar geçen süresini belirleyen ağ gecikmesi.
  • DNS sunucusunun yanıt süresi: Bir alan adını sayısal bir IP adresine çeviren DNS sunucusunun isteği işleme süresi.
  • Sunucunun yanıt süresi: Sunucunun verileri işleyip paketleyip gönderme süresi.

SEO Sıralamaları Üzerindeki Etkisi

2010 yılında Google, sayfa hızının arama sıralaması algoritmasının bir parçası olduğunu resmen duyurdu. Bu, hızlı yükleme sürelerinin sadece kullanıcı deneyimi için değil, aynı zamanda SEO için de önemli olduğu anlamına gelir. Yavaş bir TTFB, genel sayfa yükleme süresini yavaşlatır, bu da SEO sıralamalarını olumsuz etkileyebilir.

Mobil Optimizasyon

Mobil cihazların kullanımı arttıkça, mobil optimizasyonun önemi de artmaktadır. Mobil cihazlarda, özellikle yavaş internet bağlantıları olan bölgelerde, TTFB’nin optimize edilmesi daha da kritik hale gelmektedir.

  • TTFB nasıl ölçülür?: https://pagespeed.web.dev/ adresini ziyaret edin ve herhangi bir alan adını yazarak analiz başlatın. Sonuçlar kısmında Time to First Byte ile ilgili size, içeriklerin ne kadar sürede getirildiğini gösteren bir ölçüm sunulur.

TTFB (Time to First Byte) değerleri için genel kabul görmüş belirli bir “iyi” standardı olmasa da, web performansı uzmanları ve endüstri liderleri genellikle aşağıdaki değerlere göre TTFB’yi değerlendirir:

  • 0-200 ms: Mükemmel
  • 200-500 ms: İyi
  • 500-1000 ms: Ortalama
  • 1000 ms (1 saniye) üzeri: Kötü

Ancak bu değerler sadece genel bir rehberdir. TTFB’nin ideal değeri, sitenizin yapısı, ziyaretçi trafiği, sunucu konumu ve diğer faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Önemli olan, web sitenizin toplam yükleme süresi ile birlikte TTFB değerini de düşük tutarak kullanıcı deneyimini optimize etmektir. Google ve diğer arama motorları, yavaş yüklenen siteleri sıralama algoritmasında olumsuz olarak değerlendirir, bu nedenle TTFB değerini optimize etmek, sadece kullanıcı deneyimi için değil SEO açısından da önemlidir.

TTFB’nin İyileştirilmesi

Sunucu kiralanırken TTFB ölçümleri sizin için önemli bir kriter olabilir. TTFB’nin üç ana bileşeni vardır:

  • İstek: Bir web tarayıcısı bir web sitesine gittiğinde, yönlendirilen ve siteyi barındıran sunucuya ulaşmak için seyahat eden bir HTTP isteği gönderir.
  • Sunucu işleme: Sunucu yanıtı alır, işler ve isteneni geri gönderir.
  • Yanıt: Sunucudan gelen yanıt yönlendirilir ve web tarayıcısına geri döner.

TTFB (Time to First Byte) değerini iyileştirmek için birçok yöntem bulunmaktadır.

Sunucu Seçimi

Paylaşımlı sunucu ve dedicated (özel) sunucu arasındaki fark genellikle TTFB’ye doğrudan yansımaktadır.

  • Paylaşımlı Sunucu: Birden çok web sitesinin aynı sunucu üzerinde barındığı bir yapıdır. Kaynaklar birden çok kullanıcı arasında paylaşıldığı için yoğun trafiğin yaşandığı dönemlerde TTFB değeri artabilir.
  • Dedicated Sunucu: Bu tür bir sunucuda, tüm kaynaklar sadece bir web sitesi için ayrılmıştır. Bu nedenle, özellikle yüksek trafikli siteler için TTFB değerini iyileştirebilir.

CDN (İçerik Dağıtım Ağı) Kullanımı

CDN’ler, içeriğinizi dünya genelinde bir dizi sunucuya dağıtarak kullanıcının en yakın sunucudan içeriği almasını sağlar. Bu, özellikle coğrafi olarak dağılmış bir kitleye sahipseniz TTFB’yi iyileştirir.

Veritabanı Optimizasyonu

Etkin bir veritabanı sorgulama yapısı, TTFB’yi iyileştirebilir. Gereksiz veritabanı sorgularından kaçının ve sorgularınızı optimize edin.

Önbellekleme (Caching)

Sayfa, veritabanı ve nesne önbellekleme gibi önbellekleme yöntemleri, sunucunuzun her seferinde aynı içeriği yeniden oluşturmasını engeller ve bu da TTFB’yi iyileştirir.

HTTP/2 Kullanımı

HTTP/2, modern web siteleri için daha hızlı bir protokoldür ve TTFB’yi iyileştirebilir.

Tema tercihi

WordPress ve benzeri bir CMS kullanıyorsanız ve hazır bir tema satın alarak kurduysanız TTFB’yi olumsuz etkileyen kaynak kodlarını gözden geçirmeniz gerekebilir. Bir kod snippet’i kullanılmadığı halde her sayfada sürekli çağrılıyorsa, bu durum TTFB’yi olumsuz yönde etkiler.

Gereksiz Eklenti ve Modülleri Kaldırma

Bazı CMS’lerde (örn. WordPress), gereksiz eklentiler TTFB’yi olumsuz etkileyebilir. Kullanmadığınız veya gereksiz eklentileri kaldırmak, TTFB değerinizi iyileştirebilir.

Güncellemeleri Takip Edin

Sunucu yazılımınızın ve CMS sisteminizin güncel olması, performans iyileştirmelerini ve daha hızlı TTFB değerlerini beraberinde getirebilir.

TTFB’yi iyileştirmek için çok sayıda yöntem bulunmaktadır. Özellikle yüksek trafikli web siteleri için dedicated sunucular, paylaşımlı sunuculara kıyasla daha iyi TTFB değerleri sunabilir. Ancak, her iki sunucu türü için de yukarıda listelenen optimizasyon adımları TTFB’yi iyileştirmek adına atılacak önemli adımlardır.

Sonuç

TTFB, web sitenizin performansını ve kullanıcı deneyimini doğrudan etkileyen kritik bir faktördür. Ayrıca, arama motoru sıralamalarınız üzerinde de önemli bir etkisi vardır. TTFB’yi optimize ederek, hem kullanıcılarınızın deneyimini iyileştirebilir hem de SEO sıralamalarınızı artırabilirsiniz.

JavaScript ile HTML sayfadaki kelimelere otomatik sınıf nasıl atanır?

Web geliştirme süreçlerinde, sayfaları daha düzenli hale getirme ve kullanıcı deneyimini geliştirme ihtiyacı sıkça karşımıza çıkar. Bu yazıda, JavaScript’in gücünü kullanarak HTML sayfasındaki kelimelere otomatik olarak sınıf atamanın nasıl yapılabileceğini adım adım inceleyeceğiz.

Modern web projeleri, kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve içeriği daha etkili bir şekilde iletmek için HTML sayfalarındaki kelimeleri CSS ile stilize etmek ve vurgulamak için çeşitli tekniklere başvurur. Özellikle eğitim içerikli web projelerinde, anahtar kelimelerin veya önemli kavramların vurgulanması, öğrenme süreçlerini daha verimli hale getirmenin bir yolu olarak önemlidir. Ancak, büyük ve karmaşık bir web sitesinde bu işlemi her sayfa için manuel olarak yapmak zaman alıcı ve hata yapmaya açık bir süreç olabilir.

İşte bu noktada JavaScript, web geliştiricilerin HTML sayfalarında otomatik sınıflandırma ve vurgulama işlemlerini kolaylaştıran güçlü bir araç haline gelir. JavaScript kullanarak, belirli kelimeleri veya öğeleri otomatik olarak seçebilir ve bu öğelere sınıflar ekleyebilirsiniz. Bu sayede, her bir sayfada aynı işlemi tekrar tekrar yapmak zorunda kalmadan kelimeleri vurgulayabilir veya özelleştirebilirsiniz. Bu, konsolide ve tutarlı bir görünüm ve işlevsellik sağlar, ayrıca geliştirme sürecini daha hızlı ve verimli hale getirir.

JavaScript’in dinamik özellikleri, kullanıcıların sayfanızdaki içeriği daha iyi anlamalarına ve daha rahat bir deneyim yaşamalarına yardımcı olabilir. Ayrıca, kullanıcıların dikkatini çekmek istediğiniz önemli bilgilere odaklanmalarına da olanak tanır. Özetle, JavaScript ile HTML sayfalardaki kelimeleri otomatik olarak sınıflandırmak, modern web geliştirmenin vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir.

Otomatik sınıf atamanın amacı

Öncelikle, neden otomatik sınıf atamanın önemli olduğunu anlamak önemlidir. Büyük ve karmaşık HTML belgeleri içerisinde belirli kelimeleri veya öğeleri düzenlemek, tarayıcıda görünümü etkilemek ve işlevsellik eklemek için kritik bir işlemdir. Manuel olarak her öğeye sınıf eklemek veya düzenlemek zaman alıcı olabilir ve hatalara yol açabilir. İşte bu nedenle otomatik sınıf atama, geliştirme süreçlerini hızlandırmak ve daha yönetilebilir hale getirmek için önemlidir.

JavaScript ile otomatik sınıf atama

JavaScript kullanarak HTML sayfasındaki kelimelere otomatik sınıf atama işlemi oldukça basittir. İlk adım, belirli koşulları veya desenleri karşılayan kelimeleri veya öğeleri seçmektir. Ardından, bu seçilen kelimelere veya öğelere sınıf ekleyerek otomatik sınıf atama işlemini tamamlarsınız.

Örnek kod ve kullanım senaryoları

Yazınızda, JavaScript kullanarak HTML sayfasındaki kelimelere otomatik sınıf atamanın nasıl yapılabileceğini göstermek için örnek kodlar ve farklı kullanım senaryoları sunabilirsiniz. Örneğin, belirli bir kelimeyi içeren metin paragraflarına sınıf eklemek veya bir liste öğesini vurgulamak gibi senaryoları ele alabilirsiniz.

JavaScript

// HTML sayfasındaki tüm <p> elementlerini seç
let pElements = document.querySelectorAll("p");

// Her bir <p> elementi için bir döngü başlat
for (let p of pElements) {
  // Eğer <p> elementi "sentence-sample" classına sahipse
  if (p.classList.contains("sentence-sample")) {
    // <p> elementinin içeriğini al
    let pContent = p.innerHTML;
    // "gemeinsam" kelimesini arat ve bulunan her bir eşleşme için bir fonksiyon çalıştır
    pContent = pContent.replace(/Förderung/g, function(match) {
      // Eşleşen kelimelerin etrafına <span> tagları ekle ve "word-underline" classı ata
      return "<span class='word-underline'>" + match + "</span>";
    });
    // <p> elementinin içeriğini güncelle
    p.innerHTML = pContent;
  }
  // Eğer <p> elementi "sentence-translation" classına sahipse
  else if (p.classList.contains("sentence-translation")) {
    // <p> elementinin içeriğini al
    let pContent = p.innerHTML;
    // "birlikte" veya "beraber" kelimelerini arat ve bulunan her bir eşleşme için bir fonksiyon çalıştır
    pContent = pContent.replace(/(teşvik edilmesi|beraber|desteğe|teşvik)/gi, function(match) {
      // Eşleşen kelimelerin etrafına <span> tagları ekle ve "word-underline" classı ata
      return "<span class='word-underline'>" + match + "</span>";
    });
    // <p> elementinin içeriğini güncelle
    p.innerHTML = pContent;
  }
}

Öncelikle, JavaScript kodumuzu anlamak için ne yaptığını adım adım inceleyelim:

  1. document.querySelectorAll("p") kodu, HTML belgesindeki tüm <p> (paragraf) elementlerini seçer ve bunları pElements adlı bir diziye atar.
  2. Ardından, for döngüsü <p> elementlerini tek tek gezmeye başlar.
  3. Eğer bir <p> elementi sentence-sample sınıfını içeriyorsa, bu paragrafın içeriğini işlemeye başlarız. Bu paragrafların içinde “Förderung” kelimesini ararız ve her bulunan eşleşme için bir işlev çalıştırırız.
  4. Bu işlev, eşleşen kelimenin etrafına <span> etiketi ekler ve bu etikete “word-underline” sınıfını atar. Sonuç olarak, “Förderung” kelimesi altı çizgili hale gelir.
  5. Eğer bir <p> elementi sentence-translation sınıfını içeriyorsa, bu paragrafın içeriğini işlemeye başlarız. Bu paragrafların içinde “teşvik edilmesi”, “beraber”, “desteğe” veya “teşvik” gibi kelimeleri büyük/küçük harf farkı olmaksızın ararız ve her bulunan eşleşme için yine bir işlev çalıştırırız.
  6. Bu işlev, eşleşen kelimelerin etrafına <span> etiketi ekler ve bu etikete yine “word-underline” sınıfını atar.

Sonuç olarak, bu kod web sayfasındaki belirli kelimeleri vurgular ve bu kelimelerin altını çizer. Bu, belirli kelimelerin önemli olduğu veya dikkat çekmesi gerektiği metinleri vurgulamak veya özel bir şekilde işaretlemek istediğiniz durumlarda kullanışlı olabilir. Özellikle eğitim materyali veya öğrenme içerikleri gibi metinlerde kullanılabilir.

Bu tür bir kod, kullanıcıların belirli kelimeleri daha rahat bir şekilde görmelerine yardımcı olabilir ve web sayfanızın etkileşimliliğini artırabilir.

Sonuç

JavaScript ile HTML sayfasındaki kelimelere otomatik sınıf atama, web geliştirme süreçlerini daha verimli ve yönetilebilir hale getirebilir. Bu yazı, bu konsepti anlamak ve pratiğe dökmek için kullanabileceğiniz temel bilgileri ve örnek kodları içerecektir. Bu yöntemi kullanarak, web sayfalarınızı daha düzenli ve kullanıcı dostu hale getirebilirsiniz.

HTML DOM: Web sayfalarının nesne yapısı üzerine düşünmek

0

HTML DOM (Document Object Model), web sayfalarınızdaki HTML belgelerini programlarınızın manipüle etmesine olanak sağlayan bir programlama arayüzüdür. HTML belgelerinizdeki her bir ögeye (element) erişmenizi, bunları değiştirmenizi veya yeni öğeler oluşturmanızı sağlar.

HTML DOM’u kullanarak, web sayfalarındaki öğeleri seçebilir, özelliklerini okuyabilir veya değiştirebilir, yeni öğeler ekleyebilir ve öğeleri silebilirsiniz. Bu, web sayfanızı programatik olarak manipüle etmek ve içerik eklemek veya çıkarmak için kullanışlı bir yol sunar.

HTML DOM, ağaç yapısını kullanarak HTML belgenizi bir hiyerarşi olarak temsil eder. Bir HTML belgesi, document nesnesi ile temsil edilir. Bir HTML elementi, elementin adını (tag adını) ve özelliklerini içeren bir nesne olarak temsil edilir. Bu özellikler, elementin kimliği (id), sınıfı (class), stilleri, olay dinleyicileri ve daha fazlasını içerebilir.

HTML DOM, farklı programlama dillerinde kullanılabilir, ancak genellikle JavaScript ile kullanılır. JavaScript’i kullanarak, web sayfanızdaki HTML öğelerine erişebilir, bunları değiştirebilir ve kullanıcı etkileşimleri veya olaylarla etkileşime geçebilirsiniz.

HTML DOM’u kullanarak, kullanıcı dostu web arayüzleri oluşturabilir, sayfa içeriğini dinamik olarak güncelleyebilir veya web sayfanızla etkileşimde bulunabilirsiniz.

HTML DOM önemi

HTML DOM (Document Object Model), web sayfalarında bulunan HTML belgelerinin programlar tarafından manipüle edilmesine olanak sağlayan bir programlama arayüzüdür. Bu arayüz, web sayfalarının öğelerine erişim, değişiklik yapma ve yeni öğeler oluşturma gibi işlemleri gerçekleştirebilir.

HTML DOM’un önemi çeşitli açılardan ortaya çıkmaktadır:

  1. Programatik Manipülasyon: HTML DOM’u kullanarak, web sayfalarındaki öğeleri programatik olarak manipüle etmek mümkündür. Örneğin, JavaScript kullanarak bir öğenin içeriğini değiştirebilir, bir formun değerlerini alabilir veya güncelleyebilir, yeni öğeler ekleyebilir veya varolanları kaldırabilirsiniz. Bu, web sayfalarının dinamik olmasını sağlayarak, kullanıcı etkileşimiyle etkileşime geçebilir ve içeriklerin otomatik olarak güncellenmesini sağlayabilir.
  2. Veri Okuma ve Değiştirme: HTML DOM üzerinden, web sayfalarındaki öğelerin özelliklerine erişebilirsiniz. Örneğin, bir öğenin sınıfını, kimliğini, stilini veya etkinlik dinleyicilerini okuyabilir ve bunları değiştirebilirsiniz. Bu, web sayfanızın içeriğini dinamik olarak işlemek ve farklı durumlara göre ayarlar yapmak için kullanışlıdır.
  3. Kullanıcı Etkileşimi: HTML DOM, kullanıcı etkileşimi ve olaylarla etkileşime geçmek için kullanılabilir. Örneğin, bir kullanıcının bir düğmeye tıklaması, bir formu göndermesi veya bir fare olayını tetiklemesi gibi olayları algılayabilir ve buna tepki verebilirsiniz. Bu, web sayfanızın interaktif özelliklerini geliştirmek ve kullanıcı deneyimini iyileştirmek için önemlidir.
  4. Kullanıcı Dostu Arayüzler: HTML DOM’u kullanarak, kullanıcı dostu web arayüzleri oluşturabilirsiniz. Örneğin, bir formu doğrulamak için kullanıcının girmesi gereken verileri kontrol edebilir, hataları gösteren mesajları görüntüleyebilir veya kullanıcıya geri bildirim sağlayabilirsiniz. Bu, web sayfanızın kullanıcılar tarafından daha kolay kullanılmasını sağlar.
  5. Veri Alışverişi: HTML DOM aracılığıyla web sayfalarının içeriği kolayca okunabilir ve değiştirilebilir. Bu, web sayfalarının diğer uygulamalar veya hizmetlerle veri alışverişi yapmasını sağlar. Örneğin, bir API’ye veri gönderebilir veya API’den veri alabilirsiniz.
  6. Tarayıcı Uyumluluğu: HTML DOM, web tarayıcıları tarafından genellikle iyi desteklenir ve farklı tarayıcılarda benzer şekilde çalışır. Bu, web sayfalarını farklı platformlarda ve tarayıcılarda sorunsuz bir şekilde çalıştırmanıza yardımcı olur.

HTML DOM, web sayfalarınızı daha etkileşimli, dinamik ve verimli hale getirmenin yanı sıra, web geliştirme sürecini de kolaylaştırır. İyi bir HTML DOM yapısı oluşturarak, web sayfalarınızı daha iyi kontrol edebilir, bakımını kolaylaştırabilir ve kullanıcı deneyimini iyileştirebilirsiniz.

HTML nesne yapısı üzerine düşünürken dikkat edilmesi gerekenler

Bir sonraki adımlarınızı tekrar düzeltmek istemiyorsanız, HTML DOM, yani nesne yapısı üzerine etraflı bir şekilde düşünmeniz gerekir. Aksi taktirde yazacağınız CSS ve JavaScript kodlarında çok fazla hata ayıklamak (debubbing) durumunda kalabilirsiniz.

Daha önce uyguladığımız projelerde bu türden çok fazla hata ile karşılaştık. Dolayısıyla nesne yapısının, CSS ve JavaScript veya diğer programlama dilleriyle kodlanmaya başlamasından önce doğru bir şekilde kurgulanması gerekiyor.

HTML DOM üzerinde çalışırken dikkat etmeniz gereken bazı noktalar şunlardır:

  1. Performans: HTML DOM, web sayfanızdaki öğeleri manipüle etmek için kullanılırken performans etkileyebilir. Özellikle büyük ve karmaşık web sayfalarında, çok fazla DOM işlemi yapmak sayfanın yavaşlamasına neden olabilir. Bu nedenle, DOM işlemlerini en aza indirerek veya tarayıcı tarafından sağlanan optimize edilmiş API’leri kullanarak performansı artırmanız önemlidir.
  2. İçerik Erişimi: HTML DOM, web sayfanızın içeriğine erişmek için kullanılır. Ancak, DOM yapısı, içeriği tarayıcı belleğinde temsil ettiğinden, DOM’a sürekli erişim, tarayıcının daha fazla bellek kullanmasına yol açabilir. Özellikle, çok fazla DOM seçicisi kullanmak veya sürekli olarak DOM’a erişmek performans sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle, DOM işlemlerini uygun şekilde yöneterek ve gereksiz erişimleri en aza indirerek tarayıcı performansınızı optimize etmeniz önemlidir.
  3. Tarayıcı Farklılıkları: Farklı tarayıcılar, HTML DOM’u farklı şekillerde destekleyebilir veya uygulayabilir. Bu nedenle, tarayıcı farklılıklarını ve uyum sorunlarını göz önünde bulundurarak DOM işlemleri yapmanız önemlidir. Bu, tarayıcı uyumluluğunu sağlamak ve web sitenizin birden çok tarayıcıda sorunsuz çalışmasını sağlamak için test etme ve hata ayıklama yapmanız gerektiği anlamına gelir.
  4. Güvenlik: HTML DOM, web sayfanızın içeriğini manipüle etmek için kullanıldığından, güvenliği önemli bir endişe haline getirir. Saldırganlar, DOM üzerinde kod enjeksiyonu, XSS saldırıları veya DOM temelli saldırılar gibi güvenlik açıklarını kullanabilir. Bu nedenle, DOM işlemleri yaparken güvenlik önlemleri almanız ve kullanıcı girişlerini güvenli bir şekilde işlemeniz önemlidir.
  5. Bakım ve Gelecekte Genişletme: HTML DOM, web sayfanızın yapısını temsil ettiği için, tasarımınızın ve sayfanızın geliştirildikçe DOM yapısının bakımını ve güncellemesini düşünmeniz önemlidir. Ayrıca, gelecekteki ihtiyaçlarınızı karşılamak için DOM’u genişletebilir ve özelleştirebilirsiniz. Bu nedenle, DOM yapınızı düzenli olarak gözden geçirmek ve güncel tutmak önemlidir.

HTML DOM üzerinde çalışırken bu dikkat edilmesi gereken noktalara dikkat etmek, daha güvenli, performanslı ve esnek bir projenin oluşmasına yardımcı olacaktır.

Yanlış bir HTML DOM nesne yapısı oluşturmanın çeşitli zararları olabilir. Bazıları şunlardır:

  1. Render Hataları: Yanlış bir DOM yapısı, tarayıcının web sayfanızı düzgün bir şekilde render etmesini engelleyebilir. Özellikle, eksik veya yanlış etiketler, kapalı olmayan etiketler veya hatalı etiket sıralamaları gibi hatalar, sayfanın doğru şekilde görünmemesine veya içeriğin düzgün bir şekilde yerleştirilmemesine neden olabilir.
  2. JavaScript Hataları: Yanlış bir DOM yapısı, JavaScript kodunun düzgün çalışmasını engelleyebilir veya hatalara neden olabilir. Örneğin, yanlış bir element seçimi veya yanlış bir özellik adı kullanımı, JavaScript kodunun beklenmedik şekilde hata vermesine veya işlevlerin çalışmamasına neden olabilir.
  3. Performans Sorunları: Yanlış bir DOM yapısı, web sayfanızın performansını olumsuz etkileyebilir. Özellikle, karmaşık veya aşırı büyük bir DOM yapısı, tarayıcının sayfayı yavaş yüklemesine veya işlemesine neden olabilir. Bu, kullanıcı deneyimini olumsuz yönde etkileyebilir ve sayfa yüklenme sürelerini artırabilir.
  4. Bakım Güçlükleri: Yanlış bir DOM yapısı, sayfanızı düzenlemenizi veya güncellemenizi zorlaştırabilir. Özellikle, karmaşık veya karışık bir DOM yapısı, belirli bir öğeyi veya özellikleri bulmanızı veya değiştirmenizi zorlaştırabilir. Bu, web sitesinin bakımını zorlaştırabilir ve gelecekteki güncellemeler veya genişletmeler için engeller oluşturabilir.
  5. Tarayıcı Uyumsuzlukları: Yanlış bir DOM yapısı, farklı tarayıcılarda uyumsuzluklara neden olabilir. Tarayıcılar, HTML ve DOM standardını farklı şekillerde uygulayabilirler, bu da yanlış bir DOM yapısıyla sorunlara neden olabilir. Bu da web sayfanızın farklı tarayıcılarda düzgün şekilde görüntülenmediği anlamına gelir.

Bu nedenlerle, doğru ve geçerli bir HTML DOM nesne yapısı oluşturmak önemlidir. Bu, web sayfanızın düzgün bir şekilde render edilmesini, JavaScript kodunun doğru çalışmasını, performansın optimize edilmesini ve bakımın kolaylaştırılmasını sağlayacaktır.

HTML DOM ve SEO

HTML DOM nesne yapısının SEO açısından önemi vardır. Öncelikle SEO bakımından zengin bir HTML yapısı oluşturmanız gerekecektir. Bu sayede sayfalarınız dizine daha kolay eklenecektir. Aksi halde dizine eklenmeme sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz ve HTML sayfalarınız arama motorlarında bulunabilir hale gelmez. Bu da web sayfasında trafik eksikliği sorununa neden olur. İşte bazı nedenler:

  1. Crawlability (Tarama Dostu): Arama motoru botları, web sitenizin içeriğini tarayarak indekslerini oluşturur. HTML DOM, web sayfanızdaki içeriğin yani öğelerin yapısını, ilişkilerini ve hiyerarşisini temsil eder. Doğru bir HTML DOM yapısı, arama motoru botlarının web sitenizi daha iyi anlamasına ve içeriğinizi daha etkili bir şekilde taramasına yardımcı olur.
  2. Anahtar Kelime Vurgusu: HTML DOM yapısı, sitenizin içeriğindeki anahtar kelimelerin vurgulanmasına yardımcı olur. Başlıklar, alt başlıklar, paragraflar ve diğer öğeler arama motorlarına içeriğinizin önemli olduğunu ve hangi anahtar kelimelerle ilişkili olduğunu gösterir. Bu, arama motorlarının sayfalarınızı doğru şekilde indekslemesine ve kullanıcılara ilgili aramalarda daha iyi sonuçlar sunmasına yardımcı olur.
  3. Semantik Anlam: HTML DOM yapısı, sayfanızın semantik yapısını temsil eder. Doğru HTML etiketleri ve yapılandırma kullanarak, içeriğinizin anlamını ve amacını belirtebilirsiniz. Arama motorları, sayfalarınızı daha iyi anladığında, kullanıcıların aramalarına daha iyi yanıt verebilir ve daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlayabilir.
  4. Site Navigasyonu: HTML DOM yapısı, site navigasyonunu daha anlaşılır ve erişilebilir hale getirebilir. Bu, arama motoru botlarının sitenizin farklı bölümlerine daha kolay erişmesini ve indekslemesini sağlar. Ayrıca, doğru bir düzen ve içeriğinize uygun bir yapı, kullanıcıların sitenizde daha kolay gezinmesine yardımcı olur.
  5. Yüksek Performans: HTML DOM yapısının doğru ve optimize edilmiş bir şekilde oluşturulması, sayfa yükleme hızını ve performansını artırabilir. Hızlı yüklenen sayfalar, hem kullanıcı deneyimini iyileştirir hem de arama motorları tarafından ödüllendirilir. Arama motorları, hızlı yüklenen ve iyi performans gösteren siteleri daha yüksek sıralamalarda değerlendirir.

Bu nedenlerle, doğru bir HTML DOM nesne yapısı, SEO açısından önemlidir. İyi bir yapılandırma ve optimize edilmiş içerik, arama motorları tarafından daha iyi anlaşılır, indekslenir ve sıralamada daha üst sıralara çıkar.

Swiper JS kütüphanesi nedir ve nasıl kullanılır?

0

Swiper JS, dokunmatik kaydırıcılar, karuseller, galeriler ve daha fazlasıyla çarpıcı ve etkileşimli web sayfaları ve uygulamaları oluşturmanıza olanak tanıyan güçlü ve çok yönlü bir kütüphanedir. Bu blog yazısında size Swiper JS’nin ne olduğunu, neler yapabileceğini ve web geliştirme becerilerinizi ve projelerinizi geliştirmek için onu nasıl kullanabileceğinizi tanıtacağız. İster yeni başlayan ister uzman olun, Swiper JS’de herkes için bir şeyler var. Hadi başlayalım!

Swiper JS, yumuşak geçişlere ve yerel davranışlara sahip duyarlı ve etkileşimli web sayfaları ve uygulamalar oluşturmanıza olanak tanıyan ücretsiz ve açık kaynaklı bir mobil dokunmatik kaydırıcı kitaplığıdır. Swiper JS, iOS ve Android uygulamaları oluşturmaya yönelik çerçeveler olan Framework7 ve Ionic Framework’ün bir parçasıdır. Swiper JS navigasyon, sayfalama, kaydırma çubuğu, paralaks, tembel yükleme, sanal slaytlar ve daha fazlası gibi birçok özellik ve seçeneğe sahiptir. Swiper JS hakkında daha fazla bilgiyi resmi web sitesinden, dokümantasyonundan ve demolarından öğrenebilirsiniz.

Yazılım kütüphanesi nedir?

Programlamada bir kütüphane, programcıların görevleri optimize etmek için kullanabilecekleri önceden yazılmış bir kod koleksiyonudur. Bu yeniden kullanılabilir kod koleksiyonu genellikle belirli ortak sorunlar için hedeflenir. Bir kütüphane genellikle önceden kodlanmış birkaç farklı bileşen içerir.

Örneğin, kaydırıcı veya karusel içeren bir web sayfası oluşturmak istiyorsanız, bu işlev için kod sağlayan bir kütüphane kullanabilirsiniz. Kodu sıfırdan yazmanız gerekmez, sadece kütüphaneyi içe aktarmanız ve bileşenlerini kullanmanız gerekir. Bu şekilde zamandan tasarruf edebilir ve hatalardan kaçınabilirsiniz.

Kütüphaneler, daha kapsamlı olan ve uygulama oluşturmak için bir yapı veya şablon sağlayan çerçevelerden farklıdır. Kütüphaneler daha esnek ve modülerdir ve ihtiyaçlarınıza bağlı olarak hangilerini kullanacağınızı seçebilirsiniz. Kütüphaneler birbirlerini tamamladıkları için framework’lerle birlikte de kullanılabilirler.

Swiper JS ne için kullanılır?

Swiper JS, kullanıcı tarafından kolayca kaydırılabilen, kaydırılabilen veya sürüklenebilen güzel ve ilgi çekici web sayfaları ve uygulamalar oluşturmak için kullanılır. Swiper JS özellikle farklı ekran boyutlarına ve yönlerine uyum sağlayabilen mobil dostu web siteleri ve uygulamalar oluşturmak için kullanışlıdır. Swiper JS, aşağıdakiler gibi çeşitli amaçlar için kullanılabilir:

  • Yumuşak geçişler ve animasyonlarla resim galerileri, karuseller, kaydırıcılar veya afişler oluşturma.
  • Paralaks efektleri ve 3D dönüşümlerle etkileşimli sunumlar, portföyler veya dergiler oluşturma.
  • Ürün vitrinleri, yakınlaştırma efektleri ve küçük resimlerle e-ticaret web siteleri veya uygulamaları oluşturma.
  • Yatay veya dikey kaydırma, sonsuz döngü ve otomatik oynatma özelliklerine sahip haber web siteleri veya uygulamaları oluşturma.
  • Hikayeler, zaman çizelgeleri veya sohbet arayüzleri içeren sosyal medya web siteleri veya uygulamaları oluşturma.

Swiper JS’nin neler yapabileceğine dair bazı örnekleri demolarından görebilirsiniz. Ayrıca Swiper JS’nin nasıl kullanılacağını dokümantasyonundan veya resmi web sitesinden öğrenebilirsiniz.

Swiper JS, farklı çerçeveler ve ortamlar için farklı bileşenlere sahiptir. Swiper JS’yi Vue.js, WebComponent, React, Svelte, Angular ile veya bağımsız bir kütüphane olarak kullanabilirsiniz. Her bileşenin kendi kurulum, kullanım ve yapılandırma talimatları vardır. Swiper JS’nin stillerini ve efektlerini CSS veya Less ile de özelleştirebilirsiniz.

Hangi uygulamalar Swiper JS kullanıyor?

Swiper JS, dokunma dostu kaydırıcılar, karuseller, galeriler ve daha fazlasıyla duyarlı ve etkileşimli web sayfaları ve uygulamalar oluşturmanıza olanak tanıyan bir kütüphanedir. Swiper JS, özellikle mobil dostu olan ve yumuşak geçişler ve yerel davranış gerektiren birçok web sitesi ve uygulama tarafından kullanılmaktadır. Swiper JS kullanan en iyi web siteleri ve uygulamalardan bazıları şunlardır:

  • Framework7: Yerel görünüm ve his ile iOS ve Android uygulamaları oluşturmak için bir çerçeve. Framework7, sekmeler, fotoğraf tarayıcı, seçici, takvim gibi bileşenleri için Swiper JS kullanır. Framework7 uygulamalarının bazı örneklerini burada görebilirsiniz.
  • Ionic Framework: Web teknolojileri ile çapraz platform uygulamaları oluşturmak için bir çerçeve. Ionic Framework, slaytlar, kartlar, modaller gibi bileşenleri için Swiper JS kullanır. Ionic uygulamalarının bazı örneklerini burada görebilirsiniz.
  • Apple Music: Web oynatıcı arayüzü için Swiper JS kullanan bir müzik akışı hizmeti. Apple Music web oynatıcısının nasıl göründüğünü burada görebilirsiniz.
  • Netflix: Web arayüzü için Swiper JS kullanan bir video akış hizmeti. Netflix web arayüzünün nasıl göründüğünü buradan görebilirsiniz.
  • Spotify: Web arayüzü için Swiper JS kullanan bir müzik akışı hizmeti. Spotify web arayüzünün nasıl göründüğünü buradan görebilirsiniz.

Bunlar Swiper JS kullanan web sitesi ve uygulama örneklerinden sadece birkaçı. İnternette gezinerek veya Swiper JS vitrinini kullanarak keşfedebileceğiniz çok daha fazlası var. Swiper JS, dokunmatik kaydırıcılar, karuseller, galeriler ve daha fazlasıyla çarpıcı ve ilgi çekici web sayfaları ve uygulamalar oluşturmanıza yardımcı olabilecek güçlü ve çok yönlü bir kütüphanedir. Swiper JS hakkında daha fazla bilgiyi resmi web sitesinden7, dokümantasyonundan ve demolarından edinebilirsiniz.

Swiper JS projeye nasıl dahil edilir?

Ortamınıza ve tercihlerinize bağlı olarak Swiper JS’yi projenize aktarmanın farklı yolları vardır. İşte yaygın yöntemlerden bazıları:

  • NPM’den yükleyin: Swiper JS’yi NPM’den npm install swiper komutunu kullanarak yükleyebilirsiniz. Daha sonra Swiper JS ve modüllerini JS dosyanıza aktarabilirsiniz, örneğin:
// import Swiper JS
import Swiper from 'swiper';
// import Swiper styles
import 'swiper/css';
// import modules you need
import { Navigation, Pagination } from 'swiper/modules';
// configure Swiper to use modules
Swiper.use([Navigation, Pagination]);
// init Swiper
const swiper = new Swiper(...);

Swiper JS’yi tüm modüllerle (bundle) swiper/bundle1 adresinden de içe aktarabilirsiniz.

  • Swiper’ı CDN’den Kullanın: Aşağıdaki bağlantıları HTML dosyanıza ekleyerek Swiper JS’yi CDN’den kullanabilirsiniz:
<link rel="stylesheet" href="^5^" />
<script src="^6^"></script>

Swiper JS’yi içe aktardıktan sonra, JS dosyanıza Swiper HTML düzenini, CSS stillerini eklemeniz ve Swiper’ı başlatmanız gerekir. Bu adımlar hakkında daha fazla bilgiyi resmi web sitesinden, dokümantasyondan ve demolardan öğrenebilirsiniz.

Örnekler

<link
  rel="stylesheet"
  href="https://cdn.jsdelivr.net/npm/swiper@10/swiper-bundle.min.css"
/>

<script src="https://cdn.jsdelivr.net/npm/swiper@10/swiper-bundle.min.js"></script>
<!-- Slider main container -->
<div class="swiper">
  <!-- Additional required wrapper -->
  <div class="swiper-wrapper">
    <!-- Slides -->
    <div class="swiper-slide"><img src="https://images.unsplash.com/photo-1693817027569-908462a0bca1?ixlib=rb-4.0.3&ixid=M3wxMjA3fDB8MHxwaG90by1wYWdlfHx8fGVufDB8fHx8fA%3D%3D&auto=format&fit=crop&w=1470&q=80"><img></div>
    <div class="swiper-slide"><img src="https://images.unsplash.com/photo-1682695794947-17061dc284dd?ixlib=rb-4.0.3&ixid=M3wxMjA3fDF8MHxwaG90by1wYWdlfHx8fGVufDB8fHx8fA%3D%3D&auto=format&fit=crop&w=1470&q=80"><img></div>
    <div class="swiper-slide"><img src="https://images.unsplash.com/photo-1694032593958-2d018f015a47?ixlib=rb-4.0.3&ixid=M3wxMjA3fDB8MHxwaG90by1wYWdlfHx8fGVufDB8fHx8fA%3D%3D&auto=format&fit=crop&w=1470&q=80"><img></div>
    ...
  </div>
  <!-- If we need pagination -->
  <div class="swiper-pagination"></div>

  <!-- If we need navigation buttons -->
  <div class="swiper-button-prev"></div>
  <div class="swiper-button-next"></div>

  <!-- If we need scrollbar -->
  <div class="swiper-scrollbar"></div>
</div>

Çıktı:

Uzun paragrafları cümlelere ayırmak için Google E-Tablolar’da özelleştirilmiş işlev (function)

0

Google E-Tablolar her zaman istediğimiz işlevleri (function) sağlayamayabilir. Özelleştirilmiş bir işlev oluşturmak için uygulama içerisinde “Apps Komut Dosyası” bulunur. Bu içerikte, uzun paragrafları cümlelere ayırmak için Google E-Tablolar’da nasıl özel bir işlev oluşturabileceğimizi göreceğiz.

Google E-Tablolar “Apps Komut Dosyası”, Google Workspace’i entegre eden, otomatikleştiren ve genişleten iş çözümleri geliştirmenize olanak tanıyan bir kod yazma platformudur. Apps Komut Dosyası ile Google Dokümanlar, E-Tablolar, Slaytlar ve Formlar dosyalarına özel işlevler veya özelleştirmeler ekleyebilir, zaman alan veya zahmetli işleri otomatikleştirebilir ve Google Workspace ile diğer Google hizmetleri arasında entegrasyon sağlayabilirsiniz. Apps Komut Dosyası, HTML, CSS ve Javascript gibi yaygın web dillerini kullanır, bu da başka şirketlerin kendi kod yazma sistemlerini öğrenmenize gerek kalmadığı anlamına gelir. Ayrıca, Apps Komut Dosyası 400’ün üzerinde e-tablo işlevini destekler, bu da verileri işleyen, sayısal hesaplamalar yapan ve dizeler üreten formüller oluşturmanıza yardımcı olur.

Neden Google E-Tablolar?

Google E-Tablolar’ın dünya genelinde 160-180 milyon kullanıcı tarafından kullanılmaktadır. Microsoft Excel’in 750 ila 1.2 milyar arasındaki kullanıcı sayısına kıyasla daha düşük olsa da, Google E-Tablolar bulut ortamda çalışan bir tablolama uygulaması olduğu için önemli miktardaki kullanıcıya hitap etmektedir. Ayrıca ücretsiz olarak kullanılabilmektedir ve herhangi bir fiyatlandırmaya tabi değildir. Bu nedenle daha çok iş dünyasına yeni giren kullanıcılar ve yeni ticari oluşumlar tarafından tercih edilmektedir. Microsoft Excel ise daha çok belirli bir olgunluğa erişmiş firmalar tarafından kullanılır.

Uzun paragrafları cümlelere ayırmak

İşlev oluşturmadan önce, uzun paragrafları cümlelere ayırmanın faydalarından söz edebiliriz. Uzun paragrafları cümlelere ayırmak metinlerin okunabilirliğini artırabilir ve iletişimi daha etkili hale getirebilir. İşte bu yaklaşımın bazı faydaları:

  1. Daha Kolay Anlaşılabilirlik: Uzun paragraflar karmaşık ve yoğun görünebilir, bu da okuyucunun metni anlamasını zorlaştırabilir. Cümlelere ayırarak metni daha basit ve anlaşılır bir şekilde sunabilirsiniz.
  2. Görsel Rahatlık: Kısa cümleler ve paragraflar göz yorgunluğunu azaltabilir. İnterlokütörler arasında uygun bir görsel denge sağlanır, bu da metnin daha çekici ve okunabilir hale gelmesini sağlar.
  3. Vurgu ve Önemli Noktalar: Cümlelere ayırma, önemli noktaları vurgulamayı kolaylaştırabilir. Her cümle, belirli bir fikri veya noktayı vurgulayarak okuyucunun odaklanmasını sağlar.
  4. Zihinsel İşleme Kolaylığı: İnsan zihninin kısa cümleleri ve paragrafları daha kolay işlediği gözlemlenmiştir. Bu şekilde, okuyucu metni daha hızlı ve etkili bir şekilde anlayabilir.
  5. Dil Engellerini Azaltma: Daha kısa cümleler ve paragraflar, dil engeli yaşayan veya metni ikinci bir dilde okuyan kişiler için daha erişilebilir hale gelir.
  6. Mobil ve Ekran Okuma Uyumlu: Kısa cümleler ve paragraflar, mobil cihazlarda veya ekran okuyucularında daha iyi görüntülenir. Bu, çeşitli platformlarda metni okuyan kullanıcıların deneyimini geliştirir.
  7. Düzenli ve Organize Bir Sunum: Cümleleri ve paragrafları ayırarak, metin daha düzenli ve organize görünür. Bu da metni takip etmeyi ve içeriği anlamayı kolaylaştırır.
  8. Hızlı Bilgi Taraması: Kısa cümleler ve paragraflar, okuyucuların metni hızla tarayarak önemli bilgileri bulmalarını kolaylaştırabilir.

Bu nedenlerden dolayı, özellikle karmaşık veya uzun metinlerde cümleleri ve paragrafları uygun bir şekilde ayırarak okunabilirliği artırmak önemlidir.

Ayrıca uzun paragrafları cümlelere ayırmak, yazılım projelerinde büyük veri setleri oluştururken işimize yarayabilir. Çünkü büyük veri setlerini JSON formatında dışa aktarmak ve projeye dahil etmek gerekebilir. Bunun için Python da kullanılabilir, ancak biz kullanıcıların veya şirketlerin daha aşina olduğu, Google E-Tablolar üzerinde böyle bir işlev geliştirmeyi tercih ettik. Şimdi neler yapabileceğimize bir bakalım.

İşlevi oluşturmak

Burada işlevden kastımız aslında bir JavaScript function’ıdır. “JavaScript function” ifadesi “JavaScript işlevi” veya “JavaScript fonksiyonu” olarak çevrilebilir. “Function” terimi, programlama dilinde belirli bir görevi yerine getiren kod bloğunu ifade eder. JavaScript’te fonksiyonlar, belirli bir işi yapmak için kullanılan, yeniden kullanılabilir ve modüler kod parçalarıdır ve işlerinizi otomatikleştirmenizi sağlar.

Bir JavaScript fonksiyonu, belirli bir işlemi gerçekleştiren kodun bir araya getirilmesiyle oluşturulur. Fonksiyonlar, belirli bir ad ve isteğe bağlı olarak parametrelerle çağrılabilir. Bu parametreler, fonksiyonun içinde işlem görmesi gereken verileri temsil eder. Fonksiyonun görevi tamamlandığında, sonuç (eğer varsa) döndürülebilir.

Öncelikle Google E-Tablolar’da bir sheet oluşturalım. Daha sonra Uzantılar kısmından Apps Komut Dosyası nı bulalım.

Daha sonra Kod.gs kısmına aşağıdaki kodları yazalım:


/**
 * Bir metni noktalama işaretlerine göre bölerek bir dizi cümle döndürür.
 * @param {string} text Cümlelere ayrılacak metin.
 * @return Bir dizi cümle.
 * @customfunction
 */
function SPLITTEXT(text) {
  // Noktalama işaretlerini tanımla
  var punctuation = [".", "?", "!"];
  // Metni boşluklara göre böl
  var words = text.split(" ");
  // Cümleleri tutacak bir dizi oluştur
  var sentences = [];
  // Geçici bir cümle değişkeni tanımla
  var sentence = "";
  // Her kelime için döngü başlat
  for (var i = 0; i < words.length; i++) {
    // Kelimeyi cümleye ekle
    sentence += words[i] + " ";
    // Kelimenin son karakterini al
    var lastChar = words[i].slice(-1);
    // Eğer son karakter bir noktalama işareti ise
    if (punctuation.includes(lastChar)) {
      // Cümleyi diziye ekle
      sentences.push(sentence.trim());
      // Cümleyi sıfırla
      sentence = "";
    }
  }
  // Diziyi döndür
  return sentences;
}

Kodu yazdıktan sonra Kaydet ikonuna tıklayalım ve Apps Komut Dosyası'nı kapatalım ve sheet'e geri dönelim. Yazdığımız kodu daha iyi anlamak için aşağıdaki açıklamalara göz atabilirsiniz:

Yukarıda yazdığımız JavaScript fonksiyonu, bir metni noktalama işaretlerine göre bölmeyi sağlıyor ve her bir cümleyi ayrı bir dizi öğesi olarak döndürüyor.

  1. SPLITTEXT adında bir fonksiyon tanımlanmıştır.
  2. Fonksiyon, text adında bir parametre alır. Bu parametre, cümlelere ayrılacak metni temsil eder.
  3. @customfunction etiketi, bu fonksiyonun Google E-Tablolar'da özel bir işlev olarak kullanılabileceğini belirtir.
  4. punctuation adında bir dizide noktalama işaretleri (".", "?", "!") tanımlanmıştır.
  5. words dizisi, metni boşluklara göre böler ve kelimeleri içerir.
  6. sentences adında bir boş bir dizi oluşturulur. Bu dizi, cümleleri içerecektir.
  7. Geçici olarak bir sentence değişkeni tanımlanır. Bu değişken, her bir cümleyi oluşturmak için kullanılacaktır.
  8. Bir döngü, metindeki her kelimeyi işlemek için başlatılır.
  9. Her kelime sentence değişkenine eklenir ve sonuna bir boşluk eklenir.
  10. lastChar değişkeni, kelimenin son karakterini alır.
  11. Eğer punctuation dizisi lastChar içeriyorsa (yani kelimenin son karakteri bir noktalama işaretiyse):
    • sentence değişkeni sentences dizisine eklenir (trimlenerek boşluklar temizlenir).
    • sentence değişkeni sıfırlanır.
  12. Döngü sonlandığında, sentences dizisi tüm cümleleri içerir.
  13. Fonksiyon, sentences dizisini döndürerek işlevini tamamlar.

Bu fonksiyon, verilen metni noktalama işaretlerine göre ayırarak cümleleri elde etmek için kullanılabilir. Özellikle metin analizi veya metin işleme uygulamalarında farklı amaçlarla kullanılabilir.

Boş bir hücreye, örneğin A1 hücresine uzun bir paragraf yerleştirelim. Ben, aşağıdaki metni kullanmayı tercih ettim.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Integer nec odio. Praesent libero. Sed cursus ante dapibus diam. Sed nisi. Nulla quis sem at nibh elementum imperdiet. Duis sagittis ipsum. Praesent mauris. Fusce nec tellus sed augue semper porta. Mauris massa. Vestibulum lacinia arcu eget nulla. Class aptent taciti sociosqu ad litora torquent per conubia nostra, per inceptos himenaeos. Curabitur sodales ligula in libero.

Yukarıda yazdığımız işlev, noktalama işaretlerini kullanarak metindeki karakterleri algıladı ve bir döngü oluşturarak cümleleri yukarıdan aşağıya doğru satırlar halinde oluşturdu. Sonucu görmek için aşağıdaki görsele bakınız.

paragraf cümlelere ayırma

Görüldüğü gibi, Google E-Tablolar'da bize verilen işlevlerden başka, kendimiz için özelleştirilmiş yeni bir işlev oluşturduk. Bu şekilde, yeni JavaScript işlevleri oluşturarak iş süreçlerimizi daha da hızlandırabilir ve zamandan tasarruf sağlayabiliriz.